Uzman Doktor Züheyir Amber 1973 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1978 Yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde ihtisasını tamamladı. 1979 Yılında Antakya devlet hastanesinde uzman doktor olarak çalışmaya başlamış olup, 1998 Yılında Hatay SSK Hastanesinde başhekimlik yapmıştır.

2015 Yılında geleneksel tamamlayıcı tıpla ilgilenmeye başlamış, Ozon Tedavisi, Hacamat (kupa akupunktur), (PRP), Fito terapi çalışmalarına başlamış olup bugüne kadar devam ettirmektedir.

Bize Ulaşın

Adres

Ümit Mah. Doğan Taşdelen Bulvarı Cd. No: 56/2

Telefon

0555 961 30 50

Glutatyon Nedir, Ne İşe Yarar?

Glutatyon Nedir, Ne İşe Yarar?

Glutatyon, hücrelerin enerji santralleri olan mitokondrilerin sağlıklı bir şekilde çalışması için gereklidir. Hasarlanmış veya işlev bozukluğu olan mitokondrilerin kanserleşme sürecinde kritik bir yeri vardır. Mitokondrilerin çalışması toksinler veya sağlıksız hücresel ortam nedeniyle bozulduğunda hücre solunum için oksijen yerine glukoz (şeker) kullanılan daha ilkel bir solunum formuna geçtiğinde kanserleşmektedir.

Sağlıklı kalmak, performansınızı artırmak, hastalıkları önlemek ve yaşlanmanın etkilerinden korunmak,  bağışıklık işlevi ve enflamasyonun kontrolü için glutatyon düzeyleri yüksek tutulmalıdır. Araştırmalar yüksek glutatyon düzeylerinin kas hasarını azalttığını, kasların iyileşme süresini kısalttığını, kas kuvveti ve dayanıklılığını artırdığını ve metabolizmayı yağ depolama yerine kas yapımına kaydırdığını göstermektedir.

Glutatyon, sağlıklı kalmak ve hastalıktan korunmak için en önemli moleküllerden biridir. Yaşlanma, kanser, kalp damar hastalıkları, bunama (demans) ve başka birçok kronik/dejeneratif hastalığın önlenmesinde temel öneme sahip olan glutatyon üç yapı taşından oluşur, bunlar  sisteine, glisin  ve glutamin  aminoasitleridir. Glutatyon vücudumuzda doğal olarak üretilir. Glutatyona “ana anti-oksidan” denilmesinin sebebi, onun serbest radikalleri yakalayarak karaciğere taşır ve burada  kendisini  yenileyerek tekrar işine geri dönmesidir. Serbest radikaller, çoğu zaman normal hücre metabolik oksidasyonunun yan ürünleri ve toksik atıklarıdır. Anti-oksidanlar tarafından etkisiz hale getirilmediklerinde otoimmün hastalıklara, kanser gibi kronik hastalıklara yol açabilirler.

Glutatyonun Faydaları Nelerdir?

Vücuttaki glutatyon düzeyi yetersiz ve düzensiz beslenme, çevresel toksik maddelere maruziyet ve stres gibi faktörlerin etkisiyle azalabilir. İlerleyen yaş ile birlikte de glutatyon düzeyinde düşüş beklenir. Glutatyon vücutta doğal olarak sentezlendiği gibi dışarıdan takviye olarak da vücuda alınabilir. Glutatyonun kapsül, sıvı, inhale, topikal, intravenöz (serum) formları bulunur. Serum glutatyon tedavisi bazı durumlarda oral glutatyon tedavisinden daha etkili sonuçlar verebilir. Yaşlanmanın yol açtığı etkilerin azaltılması, alkol kullanımının azaltılması, karaciğer hastalıkları tedavisi, kalp ve nörolojik hastalıkları da kapsayan kronik hastalıkların kontrolünde glutatyon tedavisi önerilebilir. Glutatyonun pek çok hastalığın tedavi planında yer almasına karşılık hastalıklar üzerinde kesin kanıtlanmış etkileri yoktur.

Glutatyon Eksikliği

Vücut doğal yoldan glutatyon üretmekte ama bu yaşla birlikte azalmaktadır. Toksinler de glutatyon düzeylerinin azalmasına neden olmaktadır. Glutatyon azaldığında serbest radikallere karşı korunamadığımız için bu moleküller vücut yapılarına zarar verebilmektedir. 

Aktif Glutatyon (GSH): Glutatatyon serbest radikalleri toplayarak doyduğunda karaciğerde kendini yenilemektedir. İdeal şartlarda glutatyonun %10’u inaktif (oksitlenmiş) durumda iken %90’ı aktif formdadır. GSH olarak da bilinen aktif glutatyon %90’ın altında düştüğünde serbest radikallerle savaşı kaybetmeye başlarız. Toksinler daha da biriktiğinde GSH azalmaya devam eder. GSH %70’in altına düştüğünde bağışıklık sisteminde bozulma görülür.